Kişinin Alzheimer gelişmesi için aile öyküsü varlığı gerekli değildir. Bununla birlikte, araştırmalar, Alzheimer’lı ebeveyni veya kardeşi olanlarda, hastalığa yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Alzheimerı olan birden fazla birinci derece akrabası olanlar daha da yüksek risk altındadır. Alzheimer hastalığında genetik faktörler, çevresel faktörler ya da her ikisi rol oynayabilir.
Kişilerde Alzheimer hastalığı olup olmayacağını belirleyen iki gen grubu var: (1) risk genleri ve (2) tanımlayıcı genler.
– Risk genleri, bir hastalığa yakalanma olasılığını gösterir, ancak bunun olacağını garanti etmez. Araştırmacılar Alzheimer riskini artıran birkaç gen buldu. APOE-e4, tanımlanan ilk risk genidir ve risk üzerinde en güçlü etkiye sahiptir.
APOE-e4, APOE geninin üç yaygın biçiminden biridir; diğerleri APOE-e2 ve APOE-e3’tür. APOE-e4’ün bir kopyasını annelerinden veya babalarından devralanların Alzheimer geliştirme riski daha yüksektir. Alzheimer olgularının %40 kadarında genetik yatkınlık görülüyor. Anne ve babasından iki nüsha miras kalanlarda daha da yüksek risk vardır, ancak kesinlik yoktur. APOE-e4, riski artırmaya ek olarak, yakınmaların normalden daha genç yaşta ortaya çıkmasına neden olabilir.
– APOE ε2 nispeten nadirdir ve hastalığa karşı bir miktar koruma sağlayabilir.
– En yaygın alel olan APOE ε3’ün hastalıkta nötr bir rol oynadığına inanılır – ne riski azaltır ne de arttırır.
APOE ε4, bir kişinin hastalığa yakalanma riskini arttırdığı için risk faktörü geni olarak adlandırılır. Bununla birlikte, bir APOE ε4 alelinin kalıtsal olması, bir kişinin kesinlikle Alzheimer geliştireceği anlamına gelmez.
Bir kan testi, kişinin hangi APOE alellerine sahip olduğunu belirleyebilir, ancak sonuçlar, Alzheimer hastalığını kimin geliştirip geliştirmeyeceğini tahmin edemez. APOE testi, erken beyin değişiklikleri saptanması için ve farklı APOE profillerine sahip insanlar için olası tedavilerin etkinliğini karşılaştırmasına yardımcı olur. Genetik testler erken başlangıçlı Alzheimer hastalığının teşhisine yardımcı olmak ve ailede Alzheimer öyküsü veya ilgili bir beyin hastalığı olan kişileri test etmek için kullanılır.
– Tanımlayıcı genler, doğrudan hastalığa neden olur.
Erken başlangıçlı Alzheimer hastalığı nadirdir ve Alzheimer hastalarının yüzde 10’undan azını temsil eder. Klinik tipik olarak bir kişinin 30’lu yaşlarından sonra ortaya çıkar.
Erken başlangıçlı Alzheimer hastalığı ile ilişkili üç gen mutasyonu vardır:
- kromozomda amiloid öncü proteini (APP)
- Kromozom 14 üzerinde Presenilin 1 (PSEN1)
- Kromozom 1 üzerinde Presenilin 2 (PSEN2)
Bu genlerdeki mutasyonlar, hastalıkla ilişkili anormal proteinlerin üretilmesine neden olur. Bu mutasyonların her biri, kesin işlevi henüz tam olarak anlaşılamayan bir protein olan APP’nin parçalanmasında rol oynar. Bu bozulma, Alzheimer hastalığının ayırt edici özelliği olan zararlı amiloid plakları oluşturan bir sürecin parçasıdır.
“Ailesel Alzheimer’a” neden olan kalıtsal genler nadir olsa da, keşifleri Alzheimer’ı anlamamıza yardımcı olacak önemli ipuçları sağlar. Bu genlerin tümü, plakların ana bileşeni protein parçası olan beta-amiloidin işlenmesini veya üretimini etkiler. Beta-amiloid, beyin hücrelerinin azalması ve ölümünde başlıca suçludur.
FDA tarafından hızlandırılmış onay verilen bir ilaç olan Aducanumab (Aduhelm™), amiloidi beyinden uzaklaştırmanın erken Alzheimer ile yaşayan kişilerde bilişsel ve işlevsel düşüşü makul ölçüde azalttığını gösteren ilk tedavidir, ancak ciddi yan etkileri vardır. Diğer bazı amiloid hedefli tedaviler de geliştirme aşamasındadır.