Alzheimer hastalığı günümüz teknolojik dünyasında en büyük sağlık sorunlarının başında geliyor. Hayatımızda son 30 yılda çok şey değişti. Bugünün yaşam koşulları, dünkünden çok daha hızla değişiyor. Çoğu zaman farkında olmadan koşturmalı, daha gürültülü, daha kirli ve daha yalnız bir hayata koşuyoruz, buna alışıyoruz ya da alıştırılıyoruz. Teknoloji çağı ile kolaylaşan günlük hayatımız bize aslında sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Temel sorunlarımız modern yaşam tarzı ile başa çıkmak için beynimizi, vücudumuzu ve ruhumuzu adapte etmekte zorlanmamızdan kaynaklanıyor. Modern yaşama ayak uydurabilmek adına artık çok daha fazla çalışıyoruz, az uyuyoruz, yürümüyoruz, kilo alıyoruz, mutluluk nedenlerimiz azalıyor ve dolaysıyla hep daha umutsuz, stresli ve endişeliyiz.
Doğru teknolojik gelişmelerle yaşam süresi uzadı. Şu anda Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusumuz %7.5 ve 2050 yılında bu oran %22 olacak ve Alzheimer sayımız da 3 katına ulaşacak. Diyabet, hipertansiyon, kalp ve Alzheimer hastalığı gibi kronik hastalıkların hem sıklığı arttı hem de daha erken yaşta görülmeye başlandı. Yakınmalarımız için Pahalı MR’lar, en son çıkan tedavilerle sağlığımıza kavuşmayı hedefledik ama bir süre sonra durumun böyle olmadığını fark ettik. Ve yoğun tempodaki çalışma hayatımızda farkında olmadığımız birçok hata ile sağlığımızı riske atıyoruz. Oysa sağlıklı, mutlu, huzurlu ve aktif kalabilmenin sırrı beyin sağlığına odaklanmayı gerektirirken henüz bu konu tam farkındalık yaratmış değil.
Demans ve Alzheimer hastalığı nüfus yaşlandıkça dünya çapında bir salgın haline geleceği tahmin edilen bir hastalık. Yıllar boyunca nörodejeneratif hastalıklar üzerinde Cerrahpaşa Tip Fakültesinde çalışmalar yapmış olan Profesör Derya Uludüz, 2020 yılında ‘Gençliğin Sırrı Beyinde’ kitabını yazarak beyin sağlığını, beyni korumanın yollarını ayrıntıları ile anlatmış, bilişsel sorunların düzeltilmesi, nöroplastisite- yeni sinir hücresi oluşturulması açısından uzun yıllar travmatik beyin hasarlı olgularda son derece başarılı sonuçlar elde etmiştir. Tüm bu tedavi yaklaşımını kognitif sorunları olan olgularda beyin sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile uygulamaktadır, dünyada yeni tedavi anlayışlarının ön planda olduğu ve RESCUE, RECODE, FMCA Programları gibi uluslararası kabul görmüş yeni uygulamaları da dikkate alarak yepyeni ve çok daha geniş içerikli tanı ve tedavi protokolü olan BrainUp 360’ın ülkemizde yoğun şekilde uygulayıcısıdır. Okuyacağınız demans hastalarına yönelik tedavi planı ayrıntılı ve karmaşık görünebilir, ancak temel amaç altta yatan tabloya neden olan sorunu bulmak ve onu ortadan kaldırmaya yöneliktir. Özellikte klasik tıp anlayışında elimizde olan sınırlı sayıda, etkinliği ve yan etki profili son çalışmalarla kafa karıştırıcı olabilen ilaçlarla, dahası Amerika FDA tarafından kabul edilen yeni ilaçların olası düşük etki profili ve yüksek yan etki oranları ile karşılaştırdığınızda yan etkisiz ve etkili bir tedavi programından bahsediyoruz. Adım adım tanı ve tedavi programının ayrıntılarını ve mantığını anlatacağız.
BrainUp 360 yaklaşımı demans ve Alzheimer hastaları için herkese aynı içerikli bir tedavi belirlemek yerine, her hastanın bilişsel gerilemeye neden olabilecek birçok potansiyel faktör açısından değerlendirildiği ve nedene yönelik bütüncül bakış açısı ile kişiye özel düzenlenen bir tedavi programıdır. Bu programı BrainUp 360 – Beyin Kurtarma Eğitim Programı olarak belirtmekte fayda olacak, zira program okul gibi beyin hücresinin nöroplastisite özelliğini düşününce 3 aylık bir süreçten oluşuyor.
Artık klasik mantıkla basit bir ilaçla hastayı kaderine bırakıp 6 ay sonra takibe çağırmak devri kapanıyor, bu hastalar için her geçen gün önemli ve beyni uyarmak için zaman kaybetmeden aksiyon almak gerekiyor. Yaşlandıkça ve çevresel faktörlerin etkisi ile beynin küçülmesi ve ardından bilişsel gerileme görülüyor. Beyinde “küçülmeyi” tetikleyebilecek çok fazla etken (metabolik, kötü beslenme, hormonal gibi.) var ve tümü BrainUp 360 tedavi Protokolü ile ele alınır. Ve hafif bilişsel bozukluk (MCI), erken ve orta Alzheimer hastalığının etkileri kontrol altına alınmaya çalışılır. Şunu unutmayalım biz net biliyoruz ki demans tanısı koyulduktan sonra ondan tamamen kurtulmak mümkün değil, çünkü tanı konulduğunda zaten ciddi oranda sinir hücresi hasarlanmış oluyor yani zararı sıfırlayamıyoruz. Alzheimer için etkili, sürdürülebilir bir tedavinin bulunmadığını hatırlamak önemlidir. ancak yavaşlatmak daha fazla zarar vermesini engellemek nöroplastisite ile mümkün ve bunun için yapılabilecek çok şey var…Öyleyse soru şu hale geliyor: Umut verici, hiçbir yan etkisi olmayan bir tedavi olduğunda, hastayı bu tedavi şansından alıkoyabilir misiniz?
BrainUp 360 Tedavi Protokolü
Protokolün uygulanmasına yardımcı olmak için eğitimli uygulayıcılar, bireysel ve grup koçluğu, çok sayıda eğitim aracını içeren geniş çaplı bir sistem oluşturulmuştur.
Bu sistem algoritmasında hastaya yaklaşım
- Kliniğimizde ön değerlendirme ile sağlık matriks haritasının çıkarılması: genetik yatkınlık, risk analizi ve yaşam şekli sorgulaması
- Hekim değerlendirmesi beyin sağlığı açısından ilk gözlem
- Klinik kognitif psikoloji birimi tarafından ilk gözlem muayenesi
- Ayrıntılı Kognitif Değerlendirme ve beyin biyolojik yaşının ortaya koyulması
- Genetik testler, hormonal, toksin, mitokondri-enerji fonksiyonu, stres parametreleri, inflamasyon verileri, beyin ve vücut yaşı testleri (oksidasyon, metilasyon vs), mikrobiyata ve sindirim paneli dahil olmak üzere ayrıntılı tetkikler
- Beyin MR anjiografi, Beyin MR, Beyin PET/SPECT tetkikleri veya beyin haritalaması incelemeleri
- Tüm verilerin değerlendirilmesi ve basamak basamak nedenin ve tam tanının ortaya koyulması
- Tanı ve tablonun şiddetine ve etiyolojik neden yönelik KİŞİYE ÖZEL BÜTÜNCÜL yaklaşımla tedavi planının oluşturulması