Kahve içmeyi çok seviyoruz. Gün içinde bizi zinde tutuyor, canlandırıyor ve odaklanmamıza yardımcı oluyor. Peki, hangi saatlerde kahve içeceğiz?
Kahvenin sabah erken saatlerde ve akşam 17.00’den sonra içilmesi sorun yaratabilir. Sabah erken saatlerde kahve içmeyin dememizin nedeni vücudun doğal kortizol üretim döngüsü ile ilgilidir. Kortizol, vücutta doğal olarak üretilen bir stres hormonu ve aynı zamanda “uyanıklık hormonu” olarak da bilinir çünkü vücudun uyanma sürecinde önemli bir rol oynuyor.
Kortizol seviyeleri, genellikle güne başlarken, yani sabah saatlerinde doğal olarak yükselir. Bu yükseliş, vücudu güne hazırlar ve doğal uyanıklık hissini artırır.
İnsan vücudunun kortizol seviyeleri gün içinde doğal bir ritim izler. En yüksek kortizol üretimi genellikle sabah saatlerinde uyandıktan sonra yaklaşık 30 dakika içinde gerçekleşir. Gün içinde kortizol seviyeleri düşmeye başlar ve en düşük seviyeye gece saatlerinde ulaşır.
Kafein, beyni uyararak bizi daha uyanık ve canlı hissettirir. Ancak, kafeinin uyarıcı etkisi, vücudun doğal kortizol üretim döngüsüne müdahale edebilir. Sabah erken saatlerde, özellikle de vücut zaten yüksek seviyede kortizol üretirken kahve içmek, vücudun doğal uyanıklık ritmini bozabilir ve zamanla kafeine olan bağımlılığı artırabilir.
Sabah erkenden kafein tüketimi, vücudun kafeine karşı tolerans geliştirmesine neden olabilir. Bu, zamanla daha fazla kahve tüketme ihtiyacına yol açar çünkü vücut aynı uyanıklık seviyesine ulaşmak için daha fazla kafeine ihtiyaç duyar.
Ayrıca adenozin dediğimiz bir madde gün boyunca beyinde birikir ve artan seviyeleri, vücudun dinlenmeye ve uyumaya hazır olduğu sinyalini verir. Adenozin biriken yorgunluğun ve uykunun bir göstergesidir.
Kafein, adenozin reseptörlerine adenozinin bağlanmasını engelleyen bir bloker olarak işlev görür. Kafeinin adenozin reseptörlerine bağlanması, adenozinin etkilerini yani nöronal aktivitenin yavaşlamasını ve uyku hissini engeller. Sonuç olarak, kafein, uyanıklığı artırır ve yorgunluk hissini azaltır.
Düzenli kafein tüketimi, beyindeki adenozin reseptörlerinin sayısının artmasına yol açabilir. Beyin adenozin reseptörlerini artırdıkça siz kahve içtikten bir süre sonra kafein etkisi azaldığında kendinizi birden artan adenozin etkisi ile daha fazla uykulu ve yorgun hissetmeye başlarsınız. Bu, aynı uyanıklık seviyesini elde etmek için zamanla daha fazla kafein gerektiren bir toleransın gelişmesine neden olur.
Kafein alımı aniden durdurulduğunda, artan adenozin reseptörü sayısı nedeniyle adenozin normalden daha fazla reseptöre bağlanır, bu da baş ağrısı, yorgunluk ve irritabilite gibi yoksunluk semptomlarına yol açabilir.
Özetle sabah erkenden kahve tüketmek kortizol dengesini bozar ve kafein bağımlılığını artırırken, aynı zamanda henüz birikmemiş adenozin reseptörlerini engelleyerek beynin daha fazla adenozin üretmesine yol açar ve kısa süre sonra size daha da yorgun hissettirir.
- Kahvaltıdan 1-2 saat sonra ilk kahvenizi içmeye gayret gösterin.
- Akşam 17.00 sonrası kafeinli hiçbir içecek almayın, 7 saatte yarılanma ömrü olan kahve gece uykunuzu olumsuz etkileyebilir.