Nasılsınız? Çoğu zaman üstünde çok fazla durmadan adabı muaşeret kuralları gereği birbirimize sorduğumuz bir soru bu. Genellikle karşılığında ‘’iyiyim’’ ya da ‘fena değil’ ya da ‘idare eder’ cevabını alıyoruz.
Fark etmişsinizdir, dil öğreniminde ya da kız isteme merasiminde bile bir kalıptır:
– Nasılsınız?
– İyiyim, siz nasılsınız?
– Ben de iyiyim, teşekkür ederim.
Peki, iyi miyiz gerçekten?
Şimdi ben size, dürüstçe cevaplamanızı isteyerek, soruyorum: Nasılsınız?
Biliyorum, bugünlerde kendinizi iyi hissetmiyorsunuz. Hasta değilsiniz belki ama iyi de değilsiniz. Uyuyamıyorsunuz, gözlerinizin altında morluklar var. Halsizlikten, midenizde ekşime, reflü ve hazımsızlıktan yakınıyorsunuz. Bağırsaklarınız iyi çalışmıyor. Unutkanlık ve baş ağrılarınız var ya da durmadan, anlamsız ve nedensiz kilo alıyorsunuz. Günlük hayatınızın bir parçası olan bu yakınmalar için gerekçeniz de hazır: ‘‘Benim alerjim var.’’ ‘’Uykusuzluğuma alıştım’’…
Hadi diyelim ki gerekçelere sığınmıyor ve bilinçli olarak doktora gidiyorsunuz. Ama tüm tahliller normal çıkıyor.
Sağlığımız neden zorlanıyor?
Peki bize neler oldu, sağlığımız neden zorlanıyor? Acaba etrafımızda gizlice dolaşan düşmanlarımız mı var? Yoksa birileri bize büyü mü yaptı? Güzel sorularve ne yazık ki tek bir yanıtı var: Evet, vücudumuzda toksinler var!
Toksinler, vücudumuza yavaş yavaş sızarlar. Hastalıkların ortaya çıkması genellikle aşırı toksin birikimiyle başlar. Toksik maddeler karaciğerimizi ve bağırsaklarımızı doldurur; yavaş yavaş ve sinsi şekilde bize zarar verir.
Endüstri çağı ile birlikte toksinler artık yaşamımızın her yerinde; havada, suda, yediğimiz besinlerde… Vücudumuza girdiklerinde çok kolay saklanıyorlar. Onları göremiyoruz ama oradalar ve sağlığımızı tehdit ediyorlar.
Ne yazık ki insan vücudu bu kadar toksini işleyip vücuttan uzaklaştırmaya göre tasarlanmadı. Sebepsiz sandığımız yakınmalarımız da bu yüzden. Yani akıllı beynimiz, toksinlere maruz kaldığımızı bize vücut diliyle anlatmaya çalışıyor.
Lütfen gözlemleyin!
Şimdi rahat ettiğiniz bir koltuğa oturun, gözlerini kapatın ve kendinizi dinleyin. Son üç ay içindeki yakınmalarınız, sıralanan şikâyetlerden en az dört tanesini kapsıyorsa, vücudunuz toksinlere maruz kaldığı için sıkıntı yaşıyor demektir.
- Baş ağrıları
- Karın çevresinde engelleyemediğiniz kilo artışı
- Vücutta ödem ve şişkinlik
- Aşırı tatlı yeme isteği ve sık acıkma atakları
- Sıcağa tahammülsüzlük ve aşırı terleme
- Uyku problemleri, gecenin bir yarısında uyanma ve uykuya dalamama
- Sürekli duygusal durumda değişiklik ve sinirlilik hali
- nedeni anlaşılmayan bulantılar
- Aşırı yorgun, halsiz hissetme
- Soluk sivilceli bir cilt, gözaltı morlukları
- Hazımsızlık, geğirme, midede ekşime ve kabızlık