Mutsuz musun? Öyle ise sadece bir şeye ihtiyacın var: Yürümek!
Gözyaşları içinde duran bir kadın… Ardından ormanda gülümseyerek yürüyen aynı kadın… Bu iki kare arasındaki fark sadece bir eylem: Yürüyüş.
Gözyaşları içinde duran bir kadın… Ardından ormanda gülümseyerek yürüyen aynı kadın… Bu iki kare arasındaki fark sadece bir eylem: Yürüyüş.
Sabahları dişlerinizi fırçalarken dilinizi de temizliyor musunuz? Bu küçük detayın, sadece ağız kokusunu değil, beyin sağlığınızı da etkileyebileceğini söylesek ne dersiniz?
Bir dilim pasta, bir fincan kahveyle gelen o çikolata... Kim böyle bir tatlı kaçamağa hayır diyebilir ki? Hepimizin bir zayıf noktası var. Kimi kahveyi şekersiz içemez, kimi gününü çikolatasız tamamlayamaz. Benimki de şeker – ve sanırım yalnız değilim. Beyin360 kliniğimizde rafine şekere dikkat etsek de, bir pastanenin vitrinine takılan gözler, bazen ellerimizi çikolatayla döndürür. Hayatın tadı da şekerle gelmiyor mu zaten?Ancak işin aslı şu: Bu tatlı kaçamaklar, sadece geçici keyif değil. Uzun vadede bedenimize,...
Bugün bir kişi ortalama 80 yıl yaşayabiliyor. Ancak eğer 65 yaşından sonra kronik hastalıklarla, ağrılarla, bağımlılıklarla yaşıyorsa, aslında healthspan’i orada sona ermiş demektir.
Stresi çoğu zaman geçici bir ruh hali gibi görürüz. Ama aslında bütün vücut sistemimizi etkileyen biyolojik bir süreçtir. Özellikle kronik stres veya çözülmemiş travmalar, vücutta adeta bir yangın başlatır.
Beyin sisi ve yorgunluğun altında ne yatıyor? Bazen görünüşte “küçük” bir olay, geçmişteki başka bir deneyimi tetikleyip bedende büyük bir yankı yaratabilir.
Bazen hiçbir şey olmamış gibi yaşarız. Gülümseriz, çalışırız, severiz… Ama içimizde sessiz bir yara vardır. Ne adı vardır, ne rengi. Sadece bir ağırlık…
Yaşadığımız bir olay, yıllar sonra bedenimizi, hormonlarımızı hatta çocuklarımızı etkileyebilir mi?
“Beyin sağlığını koruyarak uzun yaşamak için ne yemeliyiz?” sorusu gündemimizde. İşte burada karşımıza “nörolongevity” kavramı çıkıyor.