Yaşlanmayı durdurmak için genç kanla yapılan kan nakilleri mümkün mü? Bu, bilim dünyasında giderek daha fazla merak edilen bir soru haline geldi. Hatta popüler kültürde bile yer buldu; Silicon Valley adlı TV dizisindeki “Blood Boy” adlı bölümde, bir teknoloji gurusu, yaşlanmayı yavaşlatmak için genç bir asistandan düzenli kan nakli alıyor. Ama bu sadece bir dizi senaryosu mu, yoksa gerçek bilim mi? Genç kanın, yaşlı vücutlar üzerinde gençleştirici bir etkisi olabilir mi?
Genç kanla gençleşmek fikri, aslında yüzyıllar öncesine dayanıyor. 1490’larda Papa Innocentius VIII’in, üç on yaşındaki çocuğun kanını içerek gençleşmeye çalıştığı rivayet edilir. Bugün bilim adamları bu fikri daha etik ve modern yöntemlerle yeniden inceliyorlar. Hayvan deneylerinde, genç farelerden yaşlı farelere yapılan kan nakillerinin birçok organ üzerinde gençleştirici etkiler gösterdiği bulundu. Bu bulgular, insanlarda da benzer sonuçlar alınabileceği umudunu artırdı. Özellikle Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklarla mücadelede, genç insan kanından alınan kan ürünleriyle yapılan klinik denemeler başladı. Genç donörlerden alınan kan ürünleri, hafif ve orta dereceli Alzheimer hastalarına haftalık olarak veriliyor. Peki gerçekten işe yarıyor mu?
Genç kan mı, yaşlı kan mı?
İlginç bir bulgu, genç kanın yaşlı fareler üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra, yaşlı kanın genç fareler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmesiydi. Yaşlı farelerden alınan kan, genç farelerin hafızasını ve öğrenme yeteneklerini kötüleştirdi. Bu da, yaşlı kanda biriken bazı zararlı maddelerin olabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Belki de yaşlanmayı hızlandıran bu faktörler, genç kanla değil, yaşlı kandaki zararlı maddelerin seyreltilmesiyle tersine çevrilebilir.
Bu hipotezi test etmek için UC Berkeley’deki araştırmacılar, yaşlı farelerin kan plazmasını, yani kanın sıvı kısmını alarak yerine saf su koydular. Eğer genç kanın yaptığı tek şey, yaşlı kanda biriken zararlı maddeleri seyreltiyorsa, su da aynı etkiyi göstermeliydi. Ve gerçekten de gösterdi! Yaşlı farelerin karaciğer, kas ve beyin fonksiyonlarında önemli iyileşmeler gözlendi.
Alzheimer ve kan plazması değişimi
Bu bulgular, Alzheimer hastalığının tedavisinde de umut verici olabilir. Zaten FDA onaylı bir yöntem olan “terapötik plazma değişimi”, genellikle toksinleri veya otoimmün antikorları temizlemek için kullanılıyor. Araştırmacılar, bu yöntemi Alzheimer hastaları üzerinde denemeye karar verdiler. Yüzlerce Alzheimer hastası, gerçek plazma değişim prosedürü veya plasebo bir işlem için rastgele seçildi. Sonuçlar, hafif Alzheimer hastalarında çok etkili olmasa da, orta dereceli Alzheimer hastalarında bilişsel ve işlevsel gerilemede %60 oranında bir yavaşlama gösterdi. Bu, mevcut Alzheimer tedavilerine kıyasla çok büyük bir fark. Örneğin, memantin gibi ilaçlar, sadece semptomları hafifletirken, hastalığın seyrini değiştirmiyor. Oysa kan plazması değişimi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabiliyor.
Genç kanla genç kalmak mümkün mü?
Araştırmalar, genç kanda bazı gençleştirici faktörlerin bulunabileceğini gösteriyor, ancak yaşlı kanda biriken zararlı maddelerin seyreltilmesi de benzer sonuçlar verebiliyor. Yani, belki de genç kalmanın sırrı genç kanda değil, yaşlı kanımızdaki zararlı maddelerden kurtulmakta saklı. Bu alandaki araştırmalar hâlâ devam ediyor, ancak sonuçlar umut verici. Gelecekte, yaşlanmayı yavaşlatmak için kan plazması değişimi gibi prosedürler daha yaygın hale gelebilir. Belki bir gün kan nakli ya da benzeri yöntemler yaşlanmayı durdurmanın bir yolu olabilir, ancak şimdilik en iyi çözüm sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek!