Aniden bastıran o açlık hissini bilirsiniz. Hemen bir şeyler yememiz gerektiğini düşünürüz, sanki beynimiz ve bedenimiz alarm verir. Ya da canımız tuzlu bir şeyler çekiverir. Bu isteklerin basit birer açlık belirtisi olduğunu düşünebiliriz ama aslında vücudumuz bize çok daha derin bir mesaj iletiyor olabilir.
Kan şekeri dalgalanmaları: Sık acıkma ataklarının en yaygın nedenlerinden biri, kan şekeri seviyelerindeki dalgalanmalardır. Yediğimiz işlenmiş karbonhidratlar, kan şekerimizi hızla yükseltir ve ardından hızla düşürür. Bu durum, beynimize acil enerji ihtiyacı sinyalleri gönderir ve aniden tatlı yiyeceklere yöneliriz. Kan şekeri dengesizliği sadece açlık hissini artırmaz, aynı zamanda ruh halimizi etkiler. Kendinizi yorgun, sinirli ya da bitkin hissettiğiniz anlarda, bu durumun altında kan şekeri dalgalanmasının olabileceğini unutmayın. Düzensiz beslenme, düşük lif tüketimi ve yüksek şekerli yiyecekler, bu kısır döngünün temel nedenleridir.
Hormonal dengesizlikler: Açlık ve tokluk hissi, iki temel hormon tarafından düzenlenir: grelin ve leptin. Grelin, mideniz boşken artar ve beyninize “Yemek zamanı” sinyali gönderir. Leptin ise yağ hücrelerinizden salgılanarak “Artık tokum” mesajını iletir. Ancak işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi ve stres, leptin direncine yol açabilir. Bu durumda, yeterince yemek yeseniz bile beyniniz tokluk hissini algılayamaz. Sonuç olarak, sürekli açlık hissi yaşarsınız. Hormonlarınızın dengesini bozmak, bedeninizin doğal açlık-tokluk sinyallerini şaşırtır.
Stres ve kortizol ile duygusal açlık: Yoğun bir iş günü, bitmeyen sorumluluklar ya da bir tartışma… Stres, sadece zihinsel bir yük değildir; aynı zamanda açlık hissinizi de tetikleyebilir. Stres anında vücudunuz kortizol salgılar. Bu hormon, hızlı enerji kaynağı olarak algıladığı karbonhidrat ve yağ oranı yüksek yiyeceklere yönelmenize neden olur. Bu yüzden, stresli anlarınızda kendinizi cips, çikolata veya makarna gibi yiyeceklere yönelirken bulabilirsiniz. Ancak bu tür “duygusal açlık” ataklarının fiziksel bir açlık olmadığını, zihinsel bir rahatlama arayışı olduğunu fark etmek önemlidir.
Uykusuzluk: Yeterince uyumadığınızda, açlık hormonları dengesi bozulur. Uykusuzluk, grelin seviyelerini artırır ve leptin seviyelerini düşürür. Bu nedenle, özellikle gece geç saatlerde sık sık açlık hissi yaşarsınız. Ayrıca uykusuzluk, karbonhidrat ve şeker içeren yiyeceklere duyulan arzuyu artırır. Eğer gece boyunca buzdolabına gitme alışkanlığınız varsa, bunun sebebinin basit bir uyku eksikliği olabileceğini unutmayın. Daha düzenli bir uyku rutini, açlık ataklarını azaltabilir.
Canınız neden daha çok tuzlu çekiyor?
Tuzlu yiyecekler canınız çektiğinde, bu durum sadece bir atıştırmalık arzusu olmayabilir. Tuzlu yiyecek isteklerinin altında yatan birkaç neden şunlar olabilir:
Mineral Eksiklikleri: Vücudunuz, sodyum, potasyum veya magnezyum gibi minerallere ihtiyaç duyduğunda, bu açığı tuzlu yiyeceklerle kapatmaya çalışır.
Adrenal Yorgunluk: Stresle uzun süre mücadele eden böbreküstü bezleri, yeterince hormon üretemediğinde vücudunuz tuza yönelir. Çünkü sodyum, böbreküstü bezlerini destekler.
Dehidrasyon: Yeterince su tüketmiyorsanız, vücudunuz bu eksikliği tuzla dengelemeye çalışabilir.
Tuzlu yiyecek isteğiniz sık sık ortaya çıkıyorsa, bu durumun altında yatan fiziksel bir neden olup olmadığını anlamak için bedeninizi dinlemek önemlidir.
