Aşılama sonrasında, dünyanın dört bir yanından bildirilen kan pıhtılaşması, epileptik nöbet, felç gibi vakalar oldu. Bu vakaların bazılarına aşıların yol açtığı doğrulandı, ancak çok nadir olarak görüldüğü ve faydaları daha fazla olduğu için kullanılmaya devam edilmesi gerektiği kararlaştırıldı. Peki aşılar, nasıl kan pıhtılaşmasına yol açıyor?
Kanadalı araştırmacılar, 7 Temmuz’da Nature’da COVID-19 aşılarının nasıl kan pıhtılaşmasına yol açabileceği ile ilgili bir çalışma yayınladı. Bu rapora göre, COVID-19 aşıları, pıhtılaşma önleyici ilaç heparinin yaptığına benzer bir şekilde, kanın pıhtılaşmasında rol oynayan bir proteine bağlanabilir ve trombositleri pıhtı oluşturmaya teşvik edebilir.
Heparin, COVID-19 hastalarının tedavisinde de sık kullanılan bir kan sulandırıcıdır. Ancak, bazen nadir olarak bazı kişilerde bir bağışıklık tepkisine yol açar. Vücuda verilen heparin, vücut trombosit faktörü 4 (PF4) adı verilen bir proteine bağlanır ve bağışıklık sistemi bu bağlantıyı bir yabancı istilacı olarak düşünür ve PF4’e karşı antikorlar üreterek saldırmaya başlar. Sonuçta da trombositlerin yıkımı gerçekleşir ve bu kan pıhtılaşmasına neden olur. Bu duruma tıpta, Heparin İlişkili Trombositopeni (HİT) adı verilir. Bu bağışıklık reaksiyonu, COVID-19 aşılarına karşı da nadiren gerçekleşebilir ve kan pıhtılaşması sonucu felç, kalp krizi, kangren, organ yetmezliği gibi durumlar oluşabilir. Şu anda, araştırmacılar bu aşıların hangi bileşeninin PF4’e karşı istenmeyen bağışıklık tepkisine neden olabileceğini bilmiyorlar. Ancak, farklı COVID-19 aşılarının PF4 antikorunda nasıl bir değişikliğe neden olduğu ile ilgili başka araştırmalar yürütülmeye başlandı.
Avrupa İlaç Ajansı (EMA), COVID19 aşılarına bağlı pıhtılaşma ve düşük trombositlerin şüphesi üzerine heparin olmayan bir kan sulandırıcı ile tedaviye başlanması uyarısında bulundu. Heparinin kullanımının kan pıhtılaşmasını daha da kötüleştirdiğine dair, ABD Gıda ve İlaç Dairesi ve Hastalık Kontrol Merkezleri de ikazlarda bulunmuştu.
COVID-19 geçirenlerde daha mı fazla beyin kanaması ve pıhtı atması riski var?
British Medical Journal’da yayınlanan bir çalışmada, COVID-19’a yakalanan kişilerde gelişebilecek kan pıhtılaşması riskinin, koronavirüse karşı aşı olan kişilerde gelişebilecek kan pıhtılaşması riskinden çok daha yüksek olduğu bulundu. İngiliz araştırmacılar, Oxford-AstraZeneca aşısı veya Pfizer-BioNTech aşısından ilk dozlarını alan 29 milyondan fazla insanın verilerini analiz etti.
COVID-19 enfeksiyonunun ardından gelişebilecek kan pıhtılaşması riskinin, Oxford-AstraZeneca veya Pfizer-BioNTech aşısını aldıktan sonra gelişebilecek kan pıhtılaşması riskinden çok daha yüksek olduğunu bulundu. Dolayısıyla, kan pıhtılaşması aşıdan daha çok COVID-19 enfeksiyonunun kendisinin bir sorunudur ve hastaların yüzde 30’unun kritik duruma gelmesine neden olmaktadır. Öyle ki, New England Journal of Medicine’de 2020 yılında yapılan bir araştırma, COVID-19’dan ölen yedi kişinin akciğerlerini H1N1’den ölen yedi kişinin akciğerleriyle karşılaştırdığında, COVID-19’lu kişilerin akciğerlerinde 9 kat daha fazla pıhtı olduğunu buldu.
COVID-19 ile kan pıhtıları arasındaki ilişki, en çok iltihabi bağışıklık yanıtı ile açıklanır. Kan pıhtılaşma sistemi ve bağışıklık sistemi, enfeksiyonlar sırasında birlikte çalışarak bakteri ve virüslerin vücuda yayılmasını yavaşlatır; bu patojenlerin ölmesini ve doku onarımını destekler. Öte yandan, COVID-19 kadar şiddetli, yaygın ve uzun süreli bir enfeksiyon, kan pıhtılaşmasının aktifleşmesini tehlikeli bir hale getirir. Tüm vücutta kan yoğunlaşır ve bazı yerlerde pıhtılaşarak hayati riske yol açar.
Ek olarak, COVID-19’un pıhtılaşmaya yol açan bir otoimmün aktivitesine de neden olduğu bulunmuştur. Science Translational Medicine’de yayınlanan bir araştırmaya göre, ciddi durumdaki COVID-19 hastalarının yarısının kanında spesifik bir otoimmün antikor dolaşır ve bu antikorlar vücudun kendi hücrelerine saldırıp damarlarda pıhtılaşmayı tetikler. Bu pıhtıya neden olan otoimmün antikor çeşidi, aynı zamanda antifosfolipid sendromu (APS) olan hastalarda görülür.
APS’li hastalar, fosfolipidlere ve fosfolipid bağlayıcı proteinlere karşı otoimmün antikorlar üretir. COVID-19’un APS’li hastalara benzer özellikler göstermesi, araştırmacıların ilgisini çekti ve aynı spesifik antikorları ciddi COVID-19 hastalarında aramalarına yol açtı. Sonuçta da, her iki hastadan birinde bu antikora rastlanıldı. Araştırmacılar, aktif COVID-19 enfeksiyonu olan hastalardan alınan antikorları, sıçanlara koyduklarında, hayvanlarda oldukça kötü miktarda bir pıhtılaşma gerçekleştiğini gördü. Bu yüzden, bu antikorların bloke edilmesi veya tüm kanın taze bir plazmayla değiştirilmesi gibi yollarla, ağır COVID-19 hastalarının iyileştirilebileceği düşünülüyor.
COVID-19 geçirenler pıhtılaşmaya karşı neler yapmalı?
- Bağışıklık sisteminizin aşırı aktivasyonu ile kanda pıhtılaşma arttığından, iltihap karşıtı besinler ve takviyeler tüketmek, kandaki pıhtılaşmanın azalmasını sağlayabilir. C ve D vitaminleri, bu açıdan önemlidir.
- Ayrıca, COVID-19’dan hasta olduğunuzda veya evde kalma veya karantina emirlerine uyduğunuzda, muhtemelen fazla hareket etmezsiniz. Ne var ki, hareketsizlik, kan pıhtı riskini çok daha arttırır. Bu yüzden, ne olursa olsun hareket etmeye devam etmelisiniz.
- Susuz kalmamaya da dikkat edin. Yeterince su içmek, kanınızı sulandırır.
- Oturduğunuzda, bacaklarınızı yüksekte tutmaya çalışın. Kanın sorunsuz akmasını sağlayın. Ek olarak, kan akışını iyileştiren çoraplar giyebilirsiniz.
- Alkol ve tütün kullanımından kaçının. Her ikisi de kan yoğunlaşmasını arttırır ve iltihabi süreci tetikler.