COVID-19 Sonrası Nörolojik Sendrom

COVID-19 Sonrası Nörolojik Sendrom

COVID-19 salgını şu anda dünya çapında 38 milyondan fazla vaka ile devam ederken, virüsün insan beyni üzerindeki uzun vadeli etkisini de artan vaka sayıları ile birlikte daha net anlamaya başlıyoruz. Bu uzun vadeli etkiden kastımız COVID-19 Sonrası Nörolojik Sendrom.

COVID’in uzun dönemde görülen etkileri inme geçiren hastaların sonrasında yaşadıklarına benziyor, tek farkı yaş grubunun çok daha genç olması ve küresel pandeminin ölçeği göz önüne alındığında, ne yazık ki COVID-19 sonrası nörolojik sendrom ilerleyen süreçte büyük bir sorun olma potansiyeline sahip.

Geçmişte birçok enfeksiyonun nörolojik etkileri araştırılmış olsa da COVID-19 yeni bir virüs olduğu için bu enfeksiyonun uzun vadeli etkilerini tam olarak anlayabilmek için çok daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Her geçen gün, medyada iyileşen hastaların geçmeyen yakınmalarını anlatan daha fazla haber yer alıyor. Önemli bilimsel dergilerde yayınlanan araştırmalar, MERS-CoV gibi daha önceki epidemiler ile SARS-CoV2 arasında benzer yakınmalar ve bağlantılar bulduklarını bildiriyorlar. Bu enfeksiyonları atlatan birçok insan, inme sonrası sıklıkla görülen depresif duygu durum, dikkat eksikliği, kronik yorgunluk ve ısrarcı bilişsel problemler gibi belirtilerden bahsediyor.

COVID-19 sonrası çok fazla bilinmez var

Avrupa’ya baktığımızda, COVID-19’u atlatanlara odaklanan bir dizi online anket araştırması yapılmış. Yapılan bu araştırmalar, hastalığı evde atlatmış 2.000’den fazla COVID-19 hastasını ve hastanede yatan ancak sadece hafif derecede etkilenen 100’den fazla hastayı içermekteydi ve hastaların ortalama yaşı 47 idi. Ankete katılan hastaların %90’dan fazlasının COVID sonrası nörolojik sendrom gösterdikleri tespit edildi. Öte yandan, dünyanın farklı yerlerinden gelen birçok raporda insanlar ikinci hatta üçüncü kez COVID-19’a yakalanıyorlar ve bu da bize aslında COVID-19 ve COVID-19 sonrası sorunlar ve olası tedaviler ile ilgili hala çok fazla bilinmez olduğunu gösteriyor.

Enfeksiyon sonrası psikolojik sorular devam edecek

Enfeksiyonun fiziksel stresi sona erse bile, COVID-19 hastaları, genellikle travma sonrası stres bozukluğu ile aylarca ve hatta yıllarca duygusal ve nörolojik olarak mücadele etmek durumunda kalabilir. Örneğin, bu yılın başlarında Çin’de yapılan araştırma, iyileşen COVID-19 hastalarının yüzde 96,2’sinin ciddi travma sonrası stres bozukluğuna ilişkin klinik bulgulara sahip olduğunu ortaya koydu. Bu durum travma sonrası stres bozukluğunun COVID-19 Sonrası Nörolojik Sendromunun ilk belirtilerinden biri olduğunu düşündürüyor. 2009’daki SARS salgınında da virüsten iyileşen insanların neredeyse yüzde 50’si enfeksiyondan dört yıl sonra bile hala belirgin bir şekilde travma sonrası stres bozukluğu yakınmaları gösteriyordu.

COVID-19’un kalıcı nörolojik etkileri artıyor

COVID-19 Sonrası Nörolojik Sendrom gerçek bir durum ve gün geçtikçe bu durumun kalıcı ve uzun vadeli nörolojik etkileri artıyor. Beynimiz nasıl hissettiğimize, nasıl performans göstereceğimize ve günlük yaşamlarımıza nasıl devam edeceğimize karar verir ve kontrol eder. Dolayısıyla, nörolojik bozukluklar yaşamlarımız üzerinde önemli bir etkiye sahip ve dünya genelinde engelliliğin önde gelen nedenidir.

COVID-19 Sonrası Nörolojik Sendrom, kronik yorgunluk, depresif duygu durum, göğüs ağrısı ve göğüste sıkışma hissi, kas ağrıları, anksiyete, uyku bozuklukları, konsantre olmada güçlük, beyin sisi ve daha fazlası gibi klinik özellikler gösteriyor. Bu yakınmalar neden bu kadar uzun sürüyor? Önümüzdeki birkaç yıl boyunca kalıcı olacak mı? iyileştirilebilir mi? Tüm bu soruların cevaplarını ancak daha detaylı çalışmalar yapıldığında verebiliriz.

SARS-CoV-2’nin COVID-19 Sonrası Nörolojik Sendroma neden olan olası mekanizmaların araştırılması işte bu sebeple çok önemlidir. SARS CoV-2’nin, akut enfeksiyondan saatler sonra kan damarlarında da iltihaplanmaya neden olduğu biliniyor. Bu durum, sitokinler olarak tanımlanan bağışıklık hücrelerinin kan damarlarının içinde serbest bırakılmasına yol açar. Bu kimyasallar beyne dakikalar içinde ulaşabilir ve kan beyin bariyeri hücrelerini etkileyerek virüsün ve büyük moleküllü zararlı kimyasalların içeri girmesini kolaylaştırır. Bugüne kadar görülen inme mekanizması ile beyindeki COVID-19 tutulumu arasında önemli bir benzerlik mevcut.

COVID-19 Sonrası Nörolojik Sendromu için tetikte olmalıyız. Nötrofil-lenfosit oranı ve C-reaktif protein gibi basit kan testleri, vücutta oluşan kalıcı inflamasyonun kolayca tespitini sağlayabilir. Pandemi maalesef muhtemelen bir süre daha devam edeceğinden, COVID-19’un nörolojik etkilerini ve sorunun potansiyel ölçeğini anlamak ve tedavi etmek kritik öneme sahip.

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Bu yazıyı paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın