Paketli gıdalardaki gizli tehlikeler

Paketli gıdalardaki gizli tehlikeler

Sağlığımızı korumak için tagsisli gıdaları tercih etmek son derece önemli. Tagsisli gıda şu demek; ambalajında doğru anlaşılır, tüketiciye doğru bilgi ile yol gösterici gıdalar, içinde ne kadar yağ ne kadar protein, hangi katkı maddeleri var ayrıntılı yazar. Ancak günümüzde paketli gıdalarla ilgili çok fazla hileli durumla karşı karşıyayız.

Hazır paket gıdalarda maalesef yüksek şeker oranı, yapay tatlandırıcılar, trans yağlar, yüksek sodyum içeriği, koruyucu maddeler, renklendiriciler ve mikroplastikler fazlaca bulunmaktadır. Tüketici olarak farkındalığımız arttıkça da bu katkı maddelerinin isimleri sürekli olarak anlamamamız için değiştiriliyor.

Paketli gıdalar hangi tehlikeleri taşıyor?

  1. Yüksek şeker oranı

Sakkaroz içerebilirler. Sakkaroz bildiğimiz çay şekeridir ve glukoz ile fruktozdan oluşur. Çikolata, bisküvi, yoğurt, dondurma sakkaroz içeriyor.

Fruktoz meyve ve balda bolca bulunur, glukozdan daha tatlıdır. Gazlı içecek, hazır meyve suları, kek, soslar, meyve aromalı yoğurt fruktoz içerir.

Glukoz: direk enerji içeceklerinde ve jelibonlarda bulunur. -yüksek fruktozlu mısır şurubu: glukoz ve fruktozdan oluşur ama fruktoz miktarı çok fazladır. Gazlı içecekler, reçel, ketçap gibi besinlerde bulunur.

Laktoz: Laktoz; glukoz ve galaktoz karışımıdır. Süt, yoğurt, peynir, dondurma, sütlü tatlılar laktoz içerir.

Yüksek şekerli maddeler hem tat vermek hem de raf ömrünü uzatmak için kullanılıyor. Ancak obezite, DM, LDL yüksekliği, HDL düşüklüğüne yol açar. Bağırsak florasını bozar. Karaciğer yağlanması yapar. Enerji düşürür. Hepsinden önemlisi ise beyin sağlığımızı bozar ve odaklanma hafıza problemleri ve depresyona yol açar.

Paketli gıdalarda etiketlerde ise direk bu isimleri göremezsiniz, yüksek fruktozlu mısır şurubu için HFS kodu kullanılıyor

  1. Yapay tatlandırıcılar

Yapay tatlandırıcılar; etiketlerde en sık E kodu ile işaretleniyor. “E” harfi, Avrupa’nın (Europe) kısaltmasıdır ve gıda katkı maddesi anlamına gelir. Ardından gelen sayılar ise belirli bir katkı maddesini temsil eder. E100 – E199: Renk vericiler E200 – E299: Koruyucular E300 – E399: Antioksidanlar E400 – E499: Kıvam artırıcılar, emülsifiyerler E500 – E599: Asitlik düzenleyiciler ve kabartıcı maddeler E600 – E699: Tat artırıcılar (örneğin, monosodyum glutamat, E621 olarak bilinir)

En sık kullanılan yapay tatlandırıcı aspartamdır. Şekerden 200 kat tatlı ve düşük kalorilidir. Aspartam, özellikle düşük kalorili ve şeker içermeyen gıda ürünlerinde yaygın olarak bulunur. Diyet içecekler: Kolalar, gazlı içecekler ve sporcu içecekleri, Şekersiz sakızlar, Şeker içermeyen çikolatalar, Kahve tatlandırıcıları ve diğer şeker yerine kullanılan toz tatlandırıcılar. Aspartam, kalorisi düşük ya da sıfır olan yiyecek ve içeceklerde tercih edilir çünkü şeker yerine kullanılarak gıdaların tatlılığını artırır fakat kalori eklemez. Bu, özellikle diyet yaparken tatlı krizlerini kontrol altına almak isteyen bireyler için büyük bir avantaj sağlar.

Aspartam, üç temel bileşikten oluşur: fenilalanin, aspartik asit ve metanol. Özellikle fenilalanin ve aspartik asit, beyin işlevlerinde önemli bir rol oynayan amino asitlerdir. Aspartamın içerdiği fenilalanin, önemli bir amino asittir ve beyin fonksiyonları için kritik öneme sahiptir. Ancak, fenilalanin, serotonin adı verilen mutluluk hormonu olarak bilinen nörotransmitterin üretimiyle rekabet eder. Aspartamdan alınan fenilalanin, serotonin üretimi için gerekli olan triptofanın beyine girişini engelleyebilir. Bu mekanizma, serotonin seviyelerini düşürerek depresyon belirtilerine yol açabilir. Serotonin eksikliği, depresyon, anksiyete, uyku sorunları ve ruh hali dalgalanmaları gibi pek çok psikolojik rahatsızlığın temel sebeplerinden biri olarak bilinir. Aspartamın fazla tüketimi, fenilalanin düzeylerini artırarak serotonin üretimini baskılayabilir ve bu durum depresyon belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Aspartamın ikinci temel bileşeni olan aspartik asit, beyinde bir uyarıcı nörotransmitter olarak işlev görür. Ancak aşırı miktarda aspartik asit, beyindeki glutamat seviyelerini artırabilir. Glutamat da beyindeki en yaygın uyarıcı nörotransmitterlerden biridir, ancak fazla miktarda glutamat nörolojik hücrelerde aşırı uyarılmaya ve hücre ölümüne neden olabilir. Bu sürece eksitotoksisite denir. Bu tablo unutkanlık demans gibi sorunları beraberinde getirebilir.

Bunun yanında baş ağrısı, insulin duyarlılığını olumsuz etkilemesi, alerjik reaksiyonlar ve kanserle ilişkilendirilmiştir. Beyin tümörü, lösemi, mesane kanseri gibi bazı çalışmalarda bildirilen olgular mevcuttur. Fenilalanin nedeniyle oksidatif stresi artırır ve hücre hasarı erken yaşlanmaya neden olur.

  1. Koruyucular (E211)

Koruyucu maddeler raf ömrünü uzatırlar. Bakteri, küf ve mantar çoğalmasını engellerler. Sodyum benzoat; gazlı içecek, meyve suyu, salata sosları, reçeller, turşu, sakızlar, işlenmiş et, konservelerde bulunur. Mikrobiyal etkilenmeyi önler ve raf ömrünü uzatır.

Sodyum benzoat, özellikle asidik ortamlarda C vitamini (askorbik asit) ile reaksiyona girerek benzen adı verilen kansere neden olabilecek bir maddeye dönüşebilir. Benzen, özellikle yüksek sıcaklık ve ışığa maruz kaldığında oluşabilir. Gazlı içeceklerde bu reaksiyonun oluşma riski daha yüksektir. Lösemi ile ilişkilendirilmiştir. Hiperaktivite: Bazı çalışmalar, sodyum benzoatın özellikle çocuklarda hiperaktivite ve dikkat eksikliği bozukluğuna (ADHD) yol açabileceğini öne sürmüştür. Alerjik Reaksiyonlar: Nadiren de olsa bazı insanlarda sodyum benzoat alerjik reaksiyonlara, cilt döküntülerine veya astım semptomlarının kötüleşmesine yol açabilir.

  1. Renklendiriciler (E102)

Tartrazin en sık kullanılan katkı maddesidir. Şekerleme, jelibon, kekler, konserve, turşu, renkli dondurma, jöleler, gazlı içecek, cipslerde bulunur. Sarı renk verir. Ancak alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sistemini olumsuz etkilemesi yanı sıra çok daha önemli olan çocuklarda ADHD kötüleştirir. Eğer çocuğunuzda hiperaktif ve dikkat eksikliği varsa tartrazin içeren gıdalar belirtileri kötüleştirecektir.

  1. Lezzet artırıcılar

Lezzet artırıcıların en sık kullanılan MSG’dır. Hazır gıdalarda, restoranlarda, Çin yemeği, hazır çorbalar, cipsler, işlenmiş et sosis salam sucuk, dondurulmuş gıdalar; dondurulmuş pizza, hazır köfte, bulyonlar, soya sosu, teriyaki sosu tümünde MSG vardır. Yemeklere harika bir lezzet verir. Etiketlerde “bitkisel hidrolize yağ”, “tat verici” veya “doğal aroma verici” diye yazıyor.

Alerji, çarpıntı, migren ağrıları, demans, bağımlılık yapar. Glutamat içerir ve beyni aşırı uyararak demans yapabilir.

MSG hele bir de palm yağı ile birlikte olunca lezzet ve bağımlılık artıyor. Palm yağı geniş kullanımı olan üretim maliyeti çok düşük dayanıklı bir katkı maddesi. Trans yağ içermiyor sağlıklı zannediliyor. Ama doymuş yağ içeriyor. LDL yükseltiyor ve obezite, kanser riskini artırıyor. Sindirim sistemi ve karaciğer kanseri ile anılıyor. Restoran yemeklerinde kullanılan yağdır. Bisküvi, gofret, kurabiye, dondurulmuş gıda, fındık fıstık ezmeleri, çikolata ezmesi, hazır çorbalarda ve margarin, pişirme yağı olarak kullanılıyor.

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Bu yazıyı paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın
    BENZER YAZILAR