Sağlıklı yaşamı takıntı haline mi getirdik?

Bu yazımız 20.03.2019 tarihinde haberturk.com'da yayınlanmıştır.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki başta büyük şehrin beyaz yakalılarını etkisi altına alan ‘sağlık hastalığı’, anksiyete, güven eksikliği, spor bağımlılığı, sağlıklı yeme takıntısını da beraberinde getiriyor. Peki, nedir bu sağlık hastalığı?

İnsanlar artık sabah kahvaltısında detoks içecekleri hazırlıyor, glutensiz ekmek yiyor, organik sebze ve meyve ile köy yumurtasından oluşan bir kahvaltı yapıyor. Smoothie’ler ile güne devam ederken akşama spor salonunda 10 kişi aynı duvara bakarak koşuyor. Ancak bu durum aslında insanlara başka bir hastalığı getiriyor: ‘Sağlık Hastalığı.’

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki başta büyük şehirlerin beyaz yakalılarını etkisi altına alan bu durum, anksiyete, güven eksikliği, spor bağımlılığı, sağlıklı yeme takıntısını da beraberinde getiriyor.

Kanser, obezite, diyabetin hızla artışı insanlarda sağlıklı yaşamı bir takıntı haline getirdi. Gündüz kuşağı kadın programlarında birileri sürekli size ne yemeniz gerektiğini söylüyor. Instagram fenomenleri kaslarını sergiliyor, dergiler ise bıkmadan 1 haftada 5 kilo verdiren diyetleri yazıyor. Sağlıklı yaşam konusunda sürekli bir bilgi bombardımanı altındayız. Haliyle bu durum bilgi kirliliğine neden oluyor.

PLASENTA YEME MODASI

Tek tip besin diyeti, sadece protein yeme modası, 3 gün ‘aç açına’ süren detoks içecekli programlar, squadlar, yogalar, pilatesler derken bir sürü çılgın moda başladı. Hatta bir dönem Kim Kardashian’ın faydalı diye bebeğinin plasentasını yemesiyle kendi plasentasını yiyenler bile oldu. Tabii ki birileri de bu takıntıya dönüşen zaaflardan fırsat buldukça faydalandı. Mesela piyasada plasenta kapsülleri üretilip satılmaya başlandı.

‘SAĞLIKLI YAŞAM ÜRÜNLERİ’NDEKİ GÖRÜLMEYEN TEHLİKE

Markette ürünlerin arkasını okuyacağız, glutensiz, organik yiyecek bulacağız diye girilen stres vücudumuza, sağlıksız yiyecekler kadar zarar veriyor ve yeni hastalıkları ortaya çıkarıyor.

Temiz ve organik yeme obsesyonu olarak tanımlanan ortoreksiya nevrozayı duyuyoruz. Ancak bu temiz ve organik diye sunulan birçok şey sandığımız kadar masum olmayabiliyor. Örneğin; diyet protein barları marketlerde 0 kalori diye satılıyor ama bu ürünlerin iştahı artırdığı gibi bağımlılık yaptığı da ortaya çıktı. Her yıl, klinik araştırması yapılmayan birçok zayıflama çayı ve hapı, piyasaya sürülüyor ve birçok ünlü sosyal medyasından bunların pazarlamasını yapıyor. Bu ürünlerin daha önce birçok kez ölüme, organ yetmezliğine ve geri dönüşü olmayan ciddi hasarlara neden olduğu haberleri basında yer alsa da insanlar takip ettikleri ünlülerin paylaştığı bu ürünlere güven duymaya devam edebiliyor.

Fazla kilosu olduğunu düşünenler, sözde ‘mükemmel vücuda’ kavuşma hayaliyle bu çayları, ürünleri ya da merdiven altı ilaçları bilinçsizce kullanabiliyor. Sonuç olarak birçok insanda aynı son yaşanıyor. İnsanların kalp ritmi bozulabiliyor, yüksek tansiyon, ishal, uykusuzluk, böbrek sorunları, karaciğer hasarı, rektal kanama gibi pek çok belirtiye yol açıyor. Hatta bu ürünler nedeniyle kalp krizi veya felç geçiren insanları duyuyoruz.

AŞIRI SPOR NEDEN BAĞIMLILIK YAPIYOR?

İşin yeme boyutunu bir kenara bırakırsak bir de ağır egzersizler yapan ve bunu sosyal medyada yayınlayanlar var. Mesela son yıllarda bir koşu modası çıktı. Ömrü boyunca spor yapmamış insanlar adeta olimpiyatlara hazırlanır gibi spor yapar hale geldi. Aşırı egzersiz, vücudun endorfin üretmesine neden olur. Hipofiz bezi tarafından salgılanan endorfin hormonu, anksiyeteyi azaltan ve coşku ya da aşırı mutluluk olarak tanımlayabileceğimiz öfori duygusunu yaratan hormondur. Ancak endorfin hormonu bir yönüyle de kimyasal olarak yüksek derecede bağımlılık yapan morfine de benzer. Egzersiz ile salgılanan endorfin hormonu bir süre sonra psikolojik bağımlılığa neden oluyor, insan spor yaptıkça daha fazla yaomak istiyor ve vücuda zarar veriyor. Aşırı spor yapmak yeme bozukluklarına neden oluyor. Ayrıca kalp krizi, böbrek yetmezliği ve ani spor ölümleri gibi etkileri de var.

NELER YAPMALISINIZ?

  • Sağlık; stressiz, enerjik, ihtiyaçları karşılanan, dinlenmiş, motivasyonlu ve ağrı çekmeyen bir vücutla yaşamaktır. Kısacası her açıdan fiziksel ve ruhsal dengede olmaktır. Bir parça çikolata yemeniz veya spor salonunu bir günlüğüne kaçırmanız sizi sağlıksız yapmaz.
  • Beslenmenizden bazı besin gruplarını tamamen çıkarmak gibi uç diyetler yerine, 3 büyük besin grubunu da tükettiğiniz, bitkisel besinler ve çeşitli meyve-sebzeleri de dahil ettiğiniz kararında bir diyeti tercih edin.
  • Egzersiz alışkanlıklarınız sizi halsiz bırakıyor veya vücudunuza zarar veriyorsa, fiziksel aktivite yoğunluğunuzu azaltın veya daha hafif alternatifleri tercih edin. Ayrıca bir gün spora gidemediniz diye dünyanın sonu gelmedi, boşuna stres ve endişeye gerek yok.
  • Eğer beslenme ve egzersiz gibi yaşam tarzı kaynaklı olduğunu düşündüğünüz sağlık sorunları yaşıyorsanız, genel bir muayene için doktora görünün. Doktorunuzun tavsiyeleri ışığında, size potansiyel zararı olan alışkanlıklarınızı değiştirin.
  • “Sağlıklı olma” takıntınızın, aile ve dostlarınızla beraber geçirdiğiniz vakitleri mahvetmesine ya da engellemesine izin vermeyin.
  • Sağlıklı yaşam zaafınızdan yararlanan her türlü ürün, yiyecek veya uygulamayı, bilinçli olarak değerlendirmeden doğrudan hayatınıza dahil etmeyin.
  • Sağlık araştırmalarınızı internet üzerinden, televizyondan yapmak ve uygulamak yerine, tıp uzmanları ve diğer profesyonellerden yardım alın.

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Bu yazıyı paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın
    BENZER YAZILAR