Stres genellikle kötü bir üne sahiptir. Enfeksiyondan kalp krizine kadar birçok hastalığın nedeni olarak görülür. Kronik stresin sağlığımıza zarar verdiğini sık sık duyarız. Peki, ya bu duruma farklı bir açıdan bakabilir ve stresi olumlu yöne çevirebilirsek?
Son araştırmalar, stresi algılama şeklimizi değiştirirsek stresin aslında olumlu etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Stanford Üniversitesi psikoloğu Kelly McGonigal, stresi faydalı olarak görmenin kişilerin sağlığına zarar vermesinden ziyade kendilerini geliştirmelerine ve sağlığı korumalarına yardımcı olabileceğini vurguluyor. McGonigal, stresin zararlı olduğuna inanmanın olumsuz sonuçlara yol açtığını, oysa stresin faydalı bir tepki olarak görülmesinin daha iyi başa çıkma mekanizmalarını teşvik edebileceğini ve sağlık ile verimliliği artırabileceğini açıklıyor.
Stresin olumlu yönleri
Stresi zararlı bir tehdit yerine, başa çıkılabilir ve gelişim fırsatı olarak görmek, stres tepkimizi değiştirir. Bu yeni bakış açısı, daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmemizi sağlar ve stresin fiziksel ve psikolojik zararlarını azaltır. Örneğin, stresin vücudumuzu ortama hazırlayan bir enerji kaynağı olduğunu düşünmek, stres anlarında daha verimli ve motive olmamıza yardımcı olabilir. Böylece stresle ilişkili sağlık sorunları, kalp hastalıkları ve depresyon gibi riskler azalır.
Stanford Üniversitesi’nden araştırmacı Alia Crum, stresle ilgili zihniyetlerin yaşamlarımız üzerindeki etkilerini inceliyor. Çalışmaları, insanlar stresi sağlığımız için pozitif bir olay olarak gördüklerinde bilişsel işlevlerinin, fiziksel ve ruhsal sağlıklarının iyileştiğini gösteriyor. Crum’un araştırması, stres tepkilerinin zorluklarla başa çıkmamıza yardımcı olacak şekilde tasarlandığını ve stresi kendimizi geliştirme fırsatı olarak gören bir zihniyet benimseyerek, insanların daha iyi performans gösterebileceğini ve kendilerini daha dayanıklı hissedebileceğini ortaya koyuyor.
Stres ve ölüm oranı üzerine bir çalışma
Önemli bir çalışma, stresin ölüm oranıyla bağlantısını inceliyor. Katılımcılara son bir yılda ne kadar stres yaşadıkları ve “stresin sağlığınız için zararlı olduğunu düşünüyor musunuz?” soruları yöneltildi. Sonra, bu soruları cevaplayan 30.000 yetişkin sekiz yıl boyunca takip edildi. Son bir yılda yüksek düzeyde stres yaşayan kişilerin %43 daha yüksek ölüm riski taşıdığı görüldü. Ancak bu risk, sadece stresin sağlığa zararlı olduğuna inanan kişiler için geçerliydi; yani, stres altında olan ama stresi sağlık için zararlı görmeyen kişilerde ölüm riski artmamıştı.
Bu çalışma, stresin kendisinden değil, stresin zararlı olduğu düşüncesinden dolayı insanların öldüğünü gösteriyor. Bugüne kadar stresin zararlı olduğunu her fırsatta anlatıyorduk. Ancak bu çalışma bizi oldukça şaşırttı ve şu soruyu sordurttu: Stres hakkındaki kötü düşüncelerimizi değiştirirsek daha sağlıklı olabilir miyiz? Bilim işte tam da buna EVET diyor. Yani stres hakkındaki düşüncenizi değiştirirseniz vücudunuzun strese karşı tepkisini de değiştirirsiniz.
Oksitosin: Stresin gizli kahramanı
Stresin bizi sosyalleşmeye teşvik ettiğini biliyor muydunuz? Oksitosin, stres tepkisinde önemli rol oynayan bir hormondur. Genellikle “sevgi veya sarılma hormonu” olarak bilinse de, oksitosin stres sırasında da salgılanır ve bu sürecin bir parçası olarak çalışır. Oksitosin, stresli durumlarda vücutta önemli rol oynar.
Sosyal Bağ Kurma: Oksitosin, insanları sosyal destek aramaya teşvik eder. Örneğin, stresli bir sınav öncesinde öğrencilerin arkadaşlarıyla bir araya gelmesi, oksitosin seviyelerini artırarak stresin olumsuz etkilerini hafifletebilir.
Fiziksel Temas: Sarılma, el sıkışma veya bir arkadaşın omzuna dokunma gibi fiziksel temaslar, oksitosin salınımını tetikler. Bu, kişinin kendini daha rahat ve güvende hissetmesine yardımcı olur.
Empati ve Yardımlaşma: Oksitosin, empati ve yardımseverlik duygularını artırır. Örneğin, doğal afetler sırasında insanlar birbirine daha fazla yardımcı olur ve bu da topluluk içinde oksitosin seviyelerini artırarak stresin yönetilmesine katkı sağlar.
Oksitosin, stresle başa çıkmada sosyal bağların önemini vurgulayan bir hormondur ve bu nedenle stresli durumlarda vücut tarafından salgılanır. Bu hormonun salınımı, bireylerin stresle daha etkili bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olur ve aynı zamanda stresin olumsuz fiziksel etkilerini azaltır.
Stresin fizyolojik tepkileri
Stresli bir durumda nefes alışınız hızlanabilir, ter içinde kalabilirsiniz, kalbiniz çarpar. Bu değişiklikleri biz anksiyete ya da stresle başa çıkamadığımızın işareti olarak algılıyoruz. Oysa bu işaretleri bir de farklı açıdan değerlendirelim. Beynimizin meydan okuma ile başa çıkmak için uğraşısı olarak düşünelim. Hızlı çarpan kalbiniz sizi olaya hazırlıyor, daha hızlı nefes alıyorsanız beyninize daha fazla oksijen gidiyor. Strese verdiğimiz tepkileri faydalı gördüğümüzde daha az strese giriyor, daha az endişeleniyoruz ve daha fazla kendimize güveniyoruz.
Stres tepkilerini faydalı gördüğümüzde kan damarlarımız daralmak yerine gevşiyor ve genişliyor. Hala kalp hızlı atıyor ama kalp damarlarımız sağlıklı. İşte tam da bu kalbe etkisi nedeniyle strese karşı bakış açımızı değiştirmek çok önemli. Önemli olan stres altında kötü değil iyi hissetmek, şöyle düşünün vücudum bu stres ortamına hazırlanıyor. Siz stresi bu şekilde algıladığınızda vücudunuz size inanır ve stres tepkileriniz daha sağlıklı hale gelir.
Stresle başa çıkma stratejileri
Araştırmalar, stresin zararlı etkilerinin büyük ölçüde beynimizin strese nasıl anlam yüklediğine bağlı olduğunu gösteriyor. Stresi zararlı olarak görmek yerine, onu vücudun zorlayıcı durumlarla başa çıkmasına yardımcı olan doğal bir tepki olarak görmek, daha iyi başa çıkma stratejilerini teşvik eder ve sağlığımız üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Bu yaklaşım, stresi daha az tehdit edici ve daha yönetilebilir hale gelir.
Yapılan bir başka çalışmada insanların dertleri ile ilgilenip yardım edenlerin, strese bağlı ölüm oranları daha düşük oluyor. Yani başkalarını umursamak sizin sağlığınıza direnç kazandırıyor. Başkalarına yardım etmek için zaman harcayan kişilerin kalbi hem fiziksel hem ruhsal olarak çok daha iyi çalışıyor. Stresi olumlu taraftan görmeyi seçtiğinizde stresle baş etme beceriniz artması yanında sağlığınızı da korumuş olacaksınız.
Stresi dost olarak görmek, hem sağlığımızı korumanın hem de hayatımızı daha kaliteli hale getirmenin anahtarıdır. Stresli anlarınızda sosyal destek aramak, fiziksel temaslarda bulunmak ve başkalarına yardım etmek oksitosin seviyenizi artırır ve stresin olumsuz etkilerini hafifletir.