Uyku apnesi hastalığına sahip kişilerin nerdeyse yüzde 90’ı, tanı almadan hayatına devam ediyor. Ancak çeşitli problemleri beraberinde getiren uyku apnesinin tedavi edilmesi şart!
“Bir türlü uykumu alamıyorum, sık sık tuvalete kalkıyorum. Horluyorum diye rahatsız olan eşim sürekli beni uyandırıyor. Sabahları uykumu almadan yataktan kalkmak zorunda kalıyorum, öyle olunca da tüm gün uykum oluyor. Hatta benim için öğlen yemeklerden sonra şöyle kısa bir kestirmek gibisi yok.” diyorsanız, unutkanlık ve odaklanma probleminizin yüzünden iş ve eğitim hayatınız sıkıntı yaşıyorsanız, hepsinin cevabı beyinden kalbe kadar vücudumuzdaki pek çok sistemi altüst eden uyku apnesi olabilir. Ne var ki, uyku apnesi hastalığına sahip kişilerin nerdeyse yüzde 90’ı, tanı almadan hayatına devam ediyor.
UYKU APNESİ NEDİR, NASIL OLUŞUR?
Uyku apnesi iki ayrı gruba ayrılır. En yaygın görüleni ‘tıkayıcı uyku apnesi’dir. Boğazdaki kas ve yumuşak dokuların, uyku sırasında gevşemesi ve hava yolunu tıkamasıyla oluşur. Hava yolunun tıkanmasıyla en az 10 saniye nefes alınamaz ve sonrasında zorunlu olarak nefes alma sırasında sıkışan havanın dokuları titreştirmesiyle gürültülü bir horlama ortaya çıkar.
İkincisi ise çok daha seyrek görülen ‘beyin merkezinden kaynaklanan uyku apnesi’dir. Beyin solunum kontrol kaslarına sinyal gönderemediğinde ortaya çıkar. Bu solunum yolunun tıkanmasıyla alakalı olmayan nörolojik bir rahatsızlıktır.
TIKAYICI UYKU APNESİNİN NEDENLERİ!
Tıkayıcı uyku apnesinde rol oynayan pek çok faktör olabilir.
- Obezite: Obezite her iki cinsiyette de uyku apnesi görülme riskini dört kat artırır. Obezite sonucu boyun etrafında biriken yağ tabakası, solunum yolunun tıkanmasına neden olur.
- Genetik etkenler: Kısa ve kalın boyun yapısı, büyük bademcikler, çene yapısının geride olması, yarık dudak gibi yüz değişikliklerine yol açan faktörler, solunum yolunu tıkayarak uyku apnesine neden olabilir.
- Kalp veya böbrek yetmezliği: Kalp veya böbrek yetmezliğinin varlığında, boyun bölgesinde sıvı birikmesi dediğimiz ödeme bağlı olarak uyku apnesi oluşur.
- Alkol ve sigara kullanımı: Alkol ve sigara kullanımı, uyku apnesine katkıda bulunan ve bırakılması gereken alışkanlıklardır.
- Hipotiroidi: Tiroit hormonunun az çalışması, beyinde nefes almayı kontrol eden bazı sinir ve kasların bozulmasına, dilin genişlemesine ve obeziteye katkıda bulunarak üst hava yolunun tıkanmasına yol açabilir.
- Menopoz: Menopoza girmiş kadınlarda azalan östrojen seviyeleri uyku apnesine yol açar. Östrojen, uyku sırasında dil ve damağa gerginlik verilmesinde rol oynayan bir beyin kimyasalı olan serotonini etkiler. Yetersiz östrojen, yeterince gerilemeyen dokuların geriye doğru ilerleyerek hava yolunu tıkamasına neden olur.
BEYİN MERKEZİNDEN KAYNAKLANAN UYKU APNESİNİN NEDENLERİ
Solunum yolu ve göğüs kaslarını yöneten beyin sinyallerine zarar veren pek çok hastalık vardır.
- Nörolojik rahatsızlıklar: İnme, doğumsal anormallikler, beyin enfeksiyonları ve beyin hasarı gibi pek çok nörolojik rahatsızlık sonucu uyku apnesi ortaya çıkabilir.
- Erken doğum: Erken doğum varlığında, beyin olgunlaşıncaya kadar uyku apnesi görülür.
- Bazı ilaçlar: Güçlü ağrı kesiciler gibi bazı ilaçlar, beyinde neden olduğu değişikliklerle solunum sinyalinin verilememesine, kasların uyku apnesine neden olacak kadar gevşemesine yol açabilir.
UYKU APNENİZ OLDUĞUNU NASIL ANLARSINIZ?
Bunu kendi başına anlamanız güçtür çünkü uyku sırasında gerçekleşir. Gece boyunca horlama, horlama arasında nefes durmaları, uyku sırasında sık sık iç çekme, el kol hareketleriyle çırpınarak uyanmaya çalışma gibi sadece dışarıdan yakınlarınızın gözlemleyebileceği belirtiler olur. Bunun yanında sabahları oldukça yorgun uyanır, ağız kuruluğu yaşar, baş ağrısı hisseder, gün içinde uyuklamak ister, günlük işlerinize odaklanmakta güçlük çekersiniz. Ayrıca kalp sorunları, hipertansiyon, karaciğer problemleri (alkolik olmayan karaciğer yağlanması), reflü, cinsel isteksizlik gibi yakınmalar da uyku apnesine işaret edebilir. Yüksek tansiyon önemlidir, dikkat edin eğer tansiyonunuzu ilaç kullanmaya rağmen düşüremiyorsanız büyük olasılıkla sizde uyku apnesi olabilir.
KALP KRİZİ VE İNME RİSKİNİZ VAR
Aralıklarla kesilen solunum, kandaki oksijenlenmeyi azaltır, bu da kanda kirliliğe yol açar. Kandan yeterince temizlenemeyen yağ plakları, damar duvarlarında birikimlere neden olur. Bu yüzden uyku apnesi damar sertliği ve diğer pek çok kalp ve damar rahatsızlığı için riski artırır. Ayrıca, yapılan araştırmalarda, uyku apnesi varlığında büyük yağ moleküllerinin oldukça yavaş parçalandığı görülmüştür. İri yağ plakları kalbi veya beyni besleyen bir damarı tıkayabilir, kalp krizi veya inmeye neden olabilir. Uyku apnesi olan kişilerde kötü kolesterol LDL ve trigliserit yüksekliği görülür. Bu da obeziteye, hipertansiyona, damar sağlığı bozulduğu için sertleşme bozukluğuna, kontrol edilemeyen diyabete ve diğer bazı metabolik hastalıklara neden olabilir.
UYKU APNESİNDE TANI VE TEDAVİ
Uyku apnesinden şüphe edilen hastalar bir gece boyunca uyku merkezlerinde uyku testine tabi tutulur. “Polisomnografi” denilen bu testte, 7 saat boyunca beyin dalgaları, göz hareketleri, ağız ve burundan hava akımı, horlama, kalp hızı, bacak hareketleri ve oksijen seviyeleri ölçülür. Tüm veriler, vücudunuza bağlanan elektrolit kablolarla bilgisayara aktarılır. Uyku apnesi varlığı ve şiddeti hesaplanarak uyku apnesi tedavisi planlanır.
Uyku apnesinde uygulanan en yaygın tedavi pozitif hava basıncı (PAP) aleti kullanmaktır. Pozitif havayolu basıncı cihazları, uyku boyunca üst hava yollarının sürekli olarak açık kalmasını sağlar. Bu cihazlar, yüze iyice oturan silikon bir maskeyle basınçlı hava verir. Başlangıçta rahatsız edici olabilir ama alınan başarılı sonuçlar sayesinde hastalar yüzde 50 oranında kullanmaya devam eder. Bu maskeyi kullanamayanlar, alt çenenin geriye kaçmasını engelleyen ve damağı sabitleyen diş protezleri kullanabilirler. Bu dişlikleri, diş hekimleriniz ağız yapınıza uygun olarak tasarlayabilir.
Burun kemiği eğriliği, burun eti büyümesi, büyük bademcikler, damak gevşekliği, küçük dil genişliği ve çene geriliğinden kaynaklanan solunum yolu tıkanmalarında cerrahi ameliyatlar yapılabilir. Ayrıca, yumuşak damakla ilgili sorunlarda, yeni bir yöntem olan radyofrekans somnoplasti uygulanabilir. Bu yöntemle, yumuşak damak dokusuna radyofrekans dalgaları verilir, yumuşak damak yukarı çekilerek solunum yolunun tıkanması önlenir.
YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ
Obezite, uyku apnesi ortaya çıkmasına neden olan en önemli tablodur. Bu nedenle sadece kilo yönetimiyle bile büyük oranda yakınmalar rahatlatılabilir. Ayrıca, alkol, sigara gibi alışkanlıklarını bırakmak gerekir. Beslenme ve egzersizle, yağ metabolizması ve hormonal dengesizlikler kontrol altına alınmalıdır. Ek olarak, sırtüstü yatmak dil ve damağın geriye çekilmesine neden olduğundan yan yatma pozisyonları için özel yastıklar kullanılabilir.
UYKU APNESİNDE TAKVİYE ÖNERİLERİ
- Magnezyum: Vücudumuzdaki kasları doğrudan etkileyen magnezyum üst solunum yollarındaki kasların güçlendirilmesi için önemli bir mineraldir. Takviye halinde ya da yeşil yapraklı sebze, muz, fasulye gibi magnezyum zengini besinlerle alınabilir.
- Sistein: Çok güçlü bir antioksidan olan glutatyon öncüsüdür, uyku apnesinde kullanılabilir. Takviye ile tedavi edilen hastalarda horlama süresi azalmıştır.
- Selenyum: Selenyum güçlü bir antioksidan olduğundan uyku apnesi hastalarında görülen oksidatif stresi azaltır. Nitekim çalışmalarda, obez olmayan uyku apnesinin neden olduğu horlamayı tamamen durdurmuştur.
- D Vitamini: Uyku apnesi olan kişilerde D vitamini eksikliği sık görülür, çünkü D vitamini beyinde bir hormon ve bir sinir iletici gibi davranarak uyku evrelerini etkileyen pek çok sürece dahil olur. Sirkadiyen ritimle oldukça ilişkili olan D vitamini, eksikliğinde uyku düzeniniz bozulur.