
Beynimiz vücudumuzun en önemli, en kıymetli parçasıdır. Bununla birlikte en karmaşık ve bilinmeyeni en çok olan organdır.
İnsanoğlunun en çok dikkatini çeken, merakını uyandıran organ olmuştur. Tabii bu merak ve dikkat beraberinde çok da fazla efsaneyi getirebiliyor. Ne de olsa bilinmeyen her zaman daha çekici oluyor. Mesela beynin sert ve lastikimsi bir yapıda olduğu kulaktan kulağa dolaşan bir efsanedir fakat aslında jelimsi yumuşak bir yapıdadır.
İşte aynı bu şekilde beynimiz ile ilgili efsaneleşmiş bazı yanlışlar var ve doğrularının bilinmesi de oldukça önemli.
İşte efsaneleşmiş 5 yanlış bilgi:
EFSANE: beyninizin fiziksel olarak değişmesi mümkün değil!
Bu aslında hiç doğru bir bilgi değil, egzersiz yapmak, masa tenisi oynamak, beyin açısından sağlıklı yiyecekler yemek, uyuşturucu ve alkolden uzak durmak, dinlendirici bir uyku çekmek ve stres seviyelerini yönetmek gibi zihinsel faaliyetler insan beyninin fiziksel olarak gelişmesini ve değişmesini sağlar.
EFSANE: unutkanlık bir kere başladığında geri dönüşü mümkün değil!
Bu da doğru bilinen yanlışlardan biri. Her ne kadar Alzheimer geri dönüşü tam olarak mümkün olmayan rahatsızlıklardan da olsa hafızanızı güçlendirmek için deneyebileceğiniz bazı ilaçsız yaklaşımlar da yok değil. Mesela yeni şeyler öğrenerek beyninizi zorlamak, düzenli egzersiz yapmak ve bağırsak sağlığınızı güçlendirmek hipokampusunuzun yani beyninizin hafıza bölgesinin büyümesini sağlar. Özellikle son yıllarda gündemde olan dijital platformda beyin fonksiyonlarının yenilenmesi rehabilitasyon programını kliniğimizde başarılı şekilde uyguluyoruz.
EFSANE: gençlerin unutkanlıkla ilgili endişelenmesine gerek yok!
Unutkanlık rahatsızlıkları ve hafıza kayıplarının oluştuğu yaş ortalaması 57’dir. Fakat bilimsel çalışmalar bu rahatsızlıkların daha erken yaşlarda da başlayabileceğini gösteriyor. Bu sebeple yaşınız kaç olursa olsun beyin sağlığınızı ve hafızanızı boş vermeniz ileride pişmanlıklara yol açabilir. Ufak tefek unutkanlıkların mesela araba anahtarlarını nereye koyduğunuzun veya arkadaşınızın adının ne olduğunu unutmanın ciddi bir problem olmadığını düşünseniz bile bunun ilerleyecek bir hastalığın habercisi olabileceği gerçeğini de unutmamanız gerekir. Örneğin 59 yaşında Alzheimer tanısı almış birinin beyni en az 30 yaşından itibaren bu belirtileri göstermeye başlamış olmalı. O halde erken yaşta da olsanız kendinizi kontrol etmeniz ve hafızanızı güçlendirmeniz size fayda sağlayacaktır.
EFSANE: Alzheimer yalnızca yaşlılarda görülür!
Her ne kadar Alzheimer tanısı alan hastaların %50si 85 yaş üstü de olsa kalan kısmın büyük bir bölümü de 65 yaş altı oluyor. Bu da demektir ki yaşlı bireylerde olduğu kadar gençlerde de Alzheimer olma olasılığı var diyebiliyoruz.
EFSANE: kendinize dikkat ederseniz DEMANS olmazsınız!
Tabi ki beyin sağlığınıza dikkat eder ve hafızanızı güçlendirmeye özen göstererek bir hayat geçirirseniz demans riskiniz ciddi anlamda azalır fakat bu demek değildir ki eğer hafızanızı korumaya çalışarak yaşarsanız kesinlikle demans olmazsınız. Eğer genetiğiniz güçlü ise demans riskiniz hala var demektir. Burada önemli nokta Alzheimer ve demansta kesin bir çözüm getirmek mümkün olmasa da yapılabilecek her şeyi yapıp önleyebilmek için elimizden geleni yapmak gerekiyor.
Beyin sağlığını önemsemenin bir yaşı yok. İşte tam da bu sebeple vücudunuzun en önemli bölgesi olan beyninizi severek ve koruyarak güçlü bir beyin sağlığı ve beraberinde güçlü bir vücut sağlığına sahip olabilirsiniz