Hayatınızı değiştirecek en önemli altın kural

Hayatınızı değiştirecek en önemli altın kural

Hayatımız boyunca birçok kez “Evet” demek zorunda kalıyoruz. Arkadaşlarımızdan gelen davetler, iş teklifleri, aile istekleri ve hatta günlük yaşamın küçük kararları…

Peki “Evet” demek sizi ne kadar yoruyor ve hayatınızı ne kadar etkiliyor? Eğer cevabınız “çok fazla” ise, şimdi size “Evet” demeden önce neden bir kez daha düşünmeniz gerektiğinden bahsedelim.

Her “Evet” dediğimizde aslında başka bir şeye “Hayır” demiş oluyoruz. Örneğin, arkadaşınızın sizi cuma akşamı bir doğum gününe davet ettiğini düşünün. Siz de “Evet” dediniz. Bu, aynı zamanda o akşam evde kalıp rahatça uzanıp TV’de dizi izlemeye “Hayır” dediğiniz anlamına gelir. Bir doğum gününe gitmek yerine evde kalıp Netflix izlemek, özellikle de sevdiğiniz bir diziyi bulduysanız, bazen en iyi seçenektir. Düşünün ki, siz doğum günü partisinde pasta kesilirken, evde sıcacık battaniyeniz altında en sevdiğiniz dizinin sezon finalini kaçırıyorsunuz. İtiraf edin, bu sahneyi izlemek, o pastayı yemekten daha tatmin edici olabilir.

FOMO: Fırsatları Kaçırma Korkusu

FOMO terimi, yani “Fear of Missing Out” yani “Fırsatları Kaçırma Korkusu”, modern çağın hastalığıdır. Günceli kaçırma korkusu insanın gündelik hayatta yaşanan haberleri, gelişmeleri, bilgileri bilmediği veya kaçırdığı endişesidir.

Sıklıkla kendimizi özellikle sosyal medyada gördüğümüz her etkinliğe katılmak, her gördüğümüz yere girmek zorunda hissediyoruz. Ancak, JOMO yani “Joy of Missing Out” yani “Kaçırmanın Keyfi”nin güzelliği çok daha fazla. Bazen evde kalmak, kitap okumak veya sadece uzanıp dinlenmek, dışarıdaki her fırsatı kaçırdığınız anlamına gelmez. Düşünsenize, bir arkadaşınızla alışverişe gitmek yerine, evde sıcacık kahvenizi yudumlayıp en sevdiğiniz kitabı okumanın keyfi paha biçilemez.

“Acele işe şeytan karışır.” Evet demeden önce bir an durup düşünmek, aceleyle verilen kararlardan sizi kurtarabilir. Çünkü hızlıca verilen “Evet” cevapları, çoğu zaman pişmanlıkla sonuçlanabilir. Kendi sınırlarınızı bilmek ve bu sınırlara göre kararlar vermek hayat kalitenizi artırır. İnsanların beklentilerine sürekli “Evet” demek, sizi yıpratır. Kendinize ayırdığınız zaman ve alan, aslında en değerli kaynaklarınızdır.

Hayır diyebilmek aslında hiç de zor değil. Hatta bazen kendi mutluluğunuz ve sağlığınız için en doğru karar olabilir. Hayır demek, kendinize ve başkalarına karşı dürüst olmanın bir yoludur. Mesela, bir arkadaşınızın son dakika planına hayır diyerek, evde kendinize zaman ayırmak ve sevdiğiniz aktiviteleri yapmak sizi daha mutlu ve huzurlu yapacaktır.

Tabii, “Evet” demenin gücünü de küçümsemeyelim. Doğru zamanda ve doğru yerde söylenen bir “Evet”, hayatınızı değiştirebilir. Ancak, bu kararı verirken dikkatli olmalısınız. Örneğin, yeni bir iş teklifi aldığınızda hemen evet demek yerine, şirketin değerlerini ve çalışma ortamını araştırmak önemlidir. Böylece, gerçekten size uygun olup olmadığını anlayabilirsiniz.

Bazı “Evet”ler, hayatınızda büyük değişikliklere yol açabilir. Örneğin, yeni bir iş teklifi, yeni bir hobi veya yeni bir arkadaşlık. Ancak, bu tür kararları verirken dikkatli olmak ve gerçekten ne istediğinizi anlamanız önemlidir. Her “Evet” ve “Hayır”, aslında kendi değerlerinizi ve önceliklerinizi yansıtır. Kendinize dürüst olun ve gerçekten ne istediğinizi düşünerek karar verin. Unutmayın, her “Evet” bir fırsattır ama aynı zamanda bir sorumluluktur. Kendinize ve hayatınıza değer verin, kararlarınızı dikkatlice verin ve her zaman mutlu kalın. Bir sonraki “Evet” demeniz gereken an geldiğinde, bu yazıyı hatırlayın ve bir kez daha düşünün. Çünkü bazen, en iyi karar “Evet” demek değil, gerçekten ne istediğinizi anlamak ve ona göre hareket etmektir.

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın
    BENZER YAZILAR